19. yüzyıl ortalarında başlayıp, aynı yüzyılın sonlarına doğru hızlanan, önce askeri sonra sivil ve ticari amaçlar için 20. yüzyılın özellikle ilk çeyreğinde yaygın olarak kullanılmaya başlayan zeplinler (hava gemileri/güdümlü balonlar); tarih boyunca insanların uçabilme isteği için üzerinde çalıştığı balon ve kabil-i sevk balonlardan sonra icat edilen hava araçlarından birisidir. 1903’te Wright Kardeşler uçağı icat etmişse de 20. yüzyılın ilk yıllarında zeplinler özellikle askeri alanda önemli bir yere sahipti. Zeplinler akabinde sivil ve ticari amaçlar (ulaşım ve kargo) için kullanılmaya başlamıştır. Zeplinler, 20. yüzyılda yaşanan 1937’deki Hindenburg Faciası’ndan sonra üretimden kaldırılmış olsa da 20. yüzyılın ortasından itibaren ve yüzyılın sonlarına doğru gerek gerçek gerek imge olarak kullanımını ve varlığını devam ettirmiştir. Zeplinler; teknolojileri, kendilerine özgü geliştirilen hangar yapıları, onlardan çekilen hava fotoğrafları ve imgeleri ile günümüzde hala ilham verici hava araçlarındandır. Bu doğrultuda, zeplin, mimarlık ve kent etkileşimi incelenmeye değer bir konudur. İlginç bir şekilde; mimarlık alanında, bu önemli tarihi hava aracı ile ilgili neredeyse akademik bir çalışma bulunmamaktadır. Tüm bu açılardan baktığımızda zeplinlerin tarihi, teknolojiyi, mimariyi ve kenti ilgilendiren özel bir hava aracı olduğu anlaşılmaktadır. Zeplinlerin mimarlığı ve kenti etkiledikleri, aralarında disiplinlerarası bağların olduğu görülmektedir. Bu hava aracının gelecek nesillere tanıtılması, ulaştırılması, onlarla ilgili yapıların (hangar gibi), mühendislik ve mimari tekniklerin yaşatılması ve geliştirilmesi bu doğrultuda önemli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Zeplin, Mimarlık, Kent, 21. Yüzyıl ve Zeplin
|